İlk Uluslararası Çağın Yabancıları Nerede?

Bilim insanları Türkiye’deki Tunç Çağı kenti Alalah’ta insan hareketliliğini araştırmak için genetik ve izotop verilerini kullanıyor.

Plos One’da yayınlanan yeni bir çalışmada, Alalah’ta bulunan insan iskeletlerinin genetik, oksijen ve stronsiyum izotop verileri sunulmuş ve antik yazılı metinlerde bahsi geçen yabancılara dair çok az kanıt olduğu anlaşılmıştır.

Title: Human mobility at Tell Atchana (Alalakh), Hatay, Turkey during the 2nd millennium BC: integration of isotopic and genomic evidence
Authors: Tara Ingman, Stefanie Eisenmann, Eirini Skourtanioti, Murat Akar, Jana Ilgner, Guido Alberto Gnecchi Ruscone, Petrus le Roux, Rula Shafiq, Gunnar U. Neumann, Marcel Keller, Cäcilia Freund, Sara Marzo, Mary Lucas, Johannes Krause, Patrick Roberts, K. Aslıhan Yener, Philipp W. Stockhammer
Journal: PLOS ONE

doi.org/10.1371/journal.pone.0241883

Alalah’ın lokasyonu (Ingman et al. 2021, PLOS ONE).

Bilim insanları Türkiye’deki Tunç Çağı kenti Alalah’ta insan hareketliliğini araştırmak için genetik ve izotop verilerini kullanıyor.

Plos One’da yayınlanan yeni bir çalışmada, Alalah’ta bulunan insan iskeletlerinin genetik, oksijen ve stronsiyum izotop verileri sunulmuş ve antik yazılı metinlerde bahsi geçen yabancılara dair çok az kanıt olduğu anlaşılmıştır.

Doğu Akdeniz’de Tunç Çağı, özellikle de Anadolu, Mezopotamya ve Mısır’daki güçlü imparatorluklara hizmet eden krallıkların kurulduğu M.Ö. 1600-1200 arasındaki dönem, araştırmacılar tarafından “ilk uluslararası çağ” olarak nitelendirilmektedir. İmparatorlukların birbirleriyle savaştığı, ticaret yaptığı ve diplomatik ilişkiler geliştirdiği bu döneme ait eski yazılı kaynaklar, insan ve çeşitli mal hareketliliğini sağlayan zengin ekonomik ve sosyal ağları ortaya koymaktadır.

Arkeologlar, genetikçiler ve izotop uzmanlarından oluşan disiplinler arası bir ekip tarafından yürütülüp PLOS ONE’da yayınlanan yeni bir çalışmada, Türkiye’nin güneydoğusunda yer alan ve bir Tunç Çağı kent devleti olan Alalah üzerinden bu dönemdeki insan hareketliliği araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar, Alalah’ta bulunan mezarlardaki insanların büyük çoğunluğunun bu topraklarda doğup büyüdüğünü ve daha önce bu bölgede yaşamış insanların soyundan geldiğini göstermektedir.

Amik Ovası’nda yer alan Alalah’ın havadan görünümü. Fotoğraf: Murat Akar.
Alalah’taki Ölüler genellikle bu şekilde basit çukur mezarlara ve sıklıkla başlarına yakın bir yere bırakılan seramik kaplarla gömülürdü. Fotoğraf: Murat Akar.

Ekibin amacı, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi adına yürütülen 20 yıllık kazılar sırasında açığa çıkarılan mimari kalıntılar, yazılı belgeler ve eserlerle kanıtlanan yüksek düzeydeki uluslararası etkileşim izlerinin, şehirde gömülen nüfus arasında da tespit edilip edilemeyeceğini görmekti.

Bunu araştırmak için, diş minesi üzerinde stronsiyum ve oksijen izotop analizleri gerçekleştirilmiştir. Bu analizlerle bir bireyin Alalah’ta mı doğup büyüdüğü ya da sadece yetişkinlik döneminde mi oraya taşındığı tespit edilebilmektedir. Genetik veri ise bir kişinin soyunun nereden geldiğini belirlemek için kullanılabilmektedir.

Yapılan izotop analizlerinde yerel olmayan birkaç kişi tanımlanmıştır. Ancak DNA analizleri bu kişilerin Alalah kökenli ya da yakın komşu bölgelerden olduğuna işaret etmektedir. Makalenin baş yazarlarından, Max Planck İnsanlık Tarihi Bilimi Enstitüsü’nden Stefanie Eisenmann, “Bulgularımız için iki olası açıklama var” dedi. “Bu kişiler ya aynı bölgeden kısa mesafeli göçmenler ya da ebeveynleri veya büyükanne ve büyükbabaları aslen Alalahlı olup topraklarına geri dönmüş göçmenler olmalı.”

Örneklenenler arasından yalnızca yetişkin bir kadın bireyin yerel gen havuzunun bir parçası olmadığı ve soyuna en yakın eşleşmenin Orta Asya’daki gruplarla olduğu anlaşılmıştır. İzotop izleri ise bu bireyin Alalah’ın yerlilerden olduğunu göstermektedir. Makalenin diğer başyazarı, Koç Üniversitesi’nden Tara Ingman, “Bu bireyin genetik verileri nüfusun geri kalanından çok farklı olduğu için izotop analizi sonuçlarının da bireyin Alalah’a göç ettiğini göstermesini bekliyorduk; bu nedenle de Alalah kentinin yerlisi olduğunu görmek şaşırtıcı oldu. Kendisi değil ama ebeveynleri veya büyükanne ve büyükbabası bu topraklara göç etmiş olabilir” dedi.

Çalışmada kısa mesafe, uzun mesafe ve geri dönüş göçü dâhil olmak üzere farklı hareketlilik türleri belirlenirken, veri setinde bu topraklara tamamen yabancı insanlara ait bir bulguya ulaşılmadı. Yani incelenen bireylerin çoğu Alalah’ta doğup büyüdü ve soyları da bu bölgeden gelmekteydi.

Kazı Başkanı Murat Akar, “Bunu açıklamanın birkaç yolu var. Alalah’ta öncesinde düşündüğümüzden çok daha az sayıda uzun mesafeli göçlerle buralara gelmiş insan yaşamış olabilir. Diğer bir ihtimal ise söz konusu bireylerin mezarlarını henüz bulamamış olmamızdır. Belki de uzaklardan gelen çoğu kişi doğrudan Alalah’a gömülmedi ya da bir şekilde biz izini süremiyoruz” dedi.